Görme, hayat kalitemizi belirleyen en kritik duyularımızdan biridir. Yapılan araştırmalar, görme kayıplarının yaşam kalitesine olan etkisinin kanser gibi ciddi hastalıklardan bile daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Buna rağmen, göz sağlığı çoğu zaman ihmal edilmektedir. Görme bozukluklarının büyük bir kısmı gözlük kullanımıyla düzeltilebilirken, ileri yaşlarda görülen katarakt gibi sorunlar ameliyatla tedavi edilebilmektedir. Ancak, retina hastalıklarından kaynaklanan daha ciddi görme kayıpları, farklı ve daha ileri tedavi yöntemlerine ihtiyaç duymaktadır.
Kök Hücre Tedavisinin Göz Sağlığı Alanında Kullanımı
Retina hastalıklarının bir kısmı, son yıllarda yaygınlaşan göz içi enjeksiyonlarla tedavi edilebilmektedir. Bu tedaviler arasında diyabete, retina damar tıkanıklıklarına ve yaş tip sarı nokta hastalığına bağlı kanama ve ödemler bulunmaktadır. Genç yaşlarda ortaya çıkan ve ilerleyici görme kaybı yapan genetik geçişli retina hastalıklarında ise kök hücre tedavisi umut vadeden bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.Kök hücreler, kendiliğinden uygun bir büyüme ortamına yerleşebilir, çoğalabilir, başka tür hücrelere farklılaşıp yeni hücre türleri üretebilir. Ayrıca, kendini yenileyebilme ve kendi hücre topluluklarının devamlılığını sağlama özelliklerine sahiptirler. Bu potansiyelleri nedeniyle, retinadaki hasarlı hücrelerin yerini alabilir ve onları onarabilirler.
Erken Tanının Önemi
Kök hücre tedavisinin başarısı, birtakım kriterlere bağlıdır. Öncelikle, göz bütünlüğünün sağlam olması gerekmektedir. Gözde şekil bozukluğu veya küçülme olan hastalarda kök hücre tedavisi fayda sağlamamaktadır. İkinci önemli kriter ise görme düzeyidir. Hiç görmeyen hastalar, kök hücre tedavisinden fayda görememektedir. Bu nedenle, ideal hasta grubu görme kaybı çok ileri olmayan kişilerden oluşmaktadır. Tedavinin esas amacı, hastalığın ilerlemesini durdurmaktır. Tedavi edilen hastaların %60-80’inde görme artışı ve görme alanı genişlemesi sağlanabilmektedir. Cerrahi öncesi görme ne kadar iyi ise sonrasındaki görme artışı da o derece fazla olmaktadır. Erken tanı ve tedavi, elde edilen sonucun başarısını artırmaktadır.
Kök Hücre Uygulaması Koşulları Nelerdir?
Bu tedavi yönteminden en yüksek verimi alabilmek bazı kriterlere bağlıdır. İlk olarak, göz yapısının tamamen sağlam ve bozulmamış olması gerekmektedir; gözde şekil bozukluğu veya küçülme gibi durumlar bulunmamalıdır. Ayrıca, kök hücre tedavisine başlamadan önce hastanın mevcut görme düzeyi de kritik öneme sahiptir. Görme fonksiyonları ciddi ölçüde azalmış veya tamamen kaybolmuş bireyler, bu tedaviden fayda görememektedir. Bu nedenle, ideal hasta grubu, görme kaybı henüz ileri düzeyde olmayan ve retina sinir yapıları nispeten az zarar görmüş hastalardan oluşmaktadır. Başlangıçta görme seviyesi ne kadar yüksek ve retina ne kadar sağlıklı ise, kök hücre tedavisi sonrası başarı beklentisi de o kadar yüksek olmaktadır.
Kök hücre tedavisinin temel amacı, hastalığın ilerlemesini durdurmaktır. Bunun yanı sıra, belirli şartlar sağlandığında, görme artışı ve görme alanı genişlemesi de sağlanabilir. Dolayısıyla, birçok hastalıkta olduğu gibi bu durumda da erken tanı ve erken müdahale büyük önem taşımaktadır.
Kök Hücre Uygulamasının Kullanım Alanları
Kök hücre uygulamaları, en çok kalıtsal retina, optik sinir ve kalıtsal kornea hastalıklarında kullanılmaktadır. Uygulama yapılan retina hastalıkları arasında gece körlüğü (retinitis pigmentosa), Stargardt makula distrofisi, yaşa bağlı makula dejenerasyonunun kuru tipi (sarı nokta hastalığı) ve diğer dejeneratif retina rahatsızlıkları bulunmaktadır. Optik sinir hastalıkları arasında ise glokom (göz tansiyonu) kaynaklı, idiopatik, travmatik veya diğer nedenlerle oluşan optik atrofiler yer almaktadır.
Kök hücre tedavisi, görme kaybı yaşayan hastalar için umut vadeden bir tedavi yöntemidir. Ancak, bu tedavinin başarıya ulaşması için erken tanı ve uygun hasta seçimi son derece önemlidir. Göz sağlığımızı korumak ve gerektiğinde uzman yardımı almak, yaşam kalitemizi artırmak adına büyük önem taşımaktadır.
Yorum Bırakın